• 15 Kasım 2023
  • Kağıthane Gündem
  • 43 Kişi Okudu
  • 0

7 dk

TARİHTÜRKİYE GEZİ REHBERİİSTANBUL GEZİ REHBERİİSTANBUL’UN TARİHİ

Türkiye’nin ilk müzesini keşfediyoruz: İstanbul Arkeoloji Müzesi

YazarTurkish Airlines Blog

28 Haziran 2022

Hafta sonu gelince ne yapsak diye düşünüyoruz çoğu zaman. Tercihler de genellikle sosyalleşmek, dinlenmek ya da hafta içi yapılamayan işlere odaklanmak şeklinde oluyor. Hafta sonu, böyle rutinlere bağlandığınızı düşünüyor ve farklı aktiviteler yapmak istiyorsanız size çok güzel bir önerimiz var! Bir gününüzü İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne ayırın. Son derece modern bir görünüme sahip olan müze, zengin içeriğiyle de öğretici ve eğlenceli bir deneyimin önünü açıyor.

O halde şimdi Müzede Bir Gece filmi kadar aksiyonlu olmasa da oldukça merak uyandırıcı tarihi bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?


İstanbul Arkeoloji Müzesi tarihi hakkında birkaç not

İstanbul Arkeoloji Müzesi İskender Lahdi.
İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde yer alan ünlü İskender Lahdi.

Dünyanın en büyük müzeleri arasında yer alan İstanbul Arkeoloji Müzesi, Türkiye’nin müze olarak inşa edilen ilk binası olma özelliğine sahip. 19.yy’ın sonlarına gelindiğinde 1869 yılında ressam ve müzeci Osman Hamdi Bey tarafından İmparatorluk Müzesi olarak kurulan bina, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne miras kalan oldukça değerli bir yapı. 

İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin temelini, Aya İrini Kilisesi’nde o güne kadar toplanmış arkeolojik eserlerden oluşan Müze-i Hümayun oluşturuyor. Osmanlı devlet adamları tarafından devamlı geliştirilen müze, daha sonra Aya İrini Kilisesi’ndeki yerin yetersiz kalmasıyla zamanında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış İstanbul’daki en güzel sivil mimari örneklerinden biri olan Çinili Köşk’e taşınıyor. Sonraki yıllarda görkemli eserlerin sergilenebilmesi için yeni bir binaya ihtiyaç duyulmasıyla dönemin ünlü mimarı Alexandre Vallaury tarafından sıfır bir müze inşa ediliyor. 1900’lerin başında ek kanatların eklenmesiyle de günümüzdeki halini alıyor. 

Ayrıca köklü ve görkemli İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni görmek için sabırsızlanıyorsanız İstanbul uçak biletini de şuraya bırakalım!


İstanbul Arkeoloji Müzesi eserleri

İstanbul Arkeoloji Müzesi
İstanbul Arkeoloji Müzesi Athena kabartması.

İstanbul Arkeoloji Müzesi, İstanbul’da yaşayanların bile haberdar olmadığı paha biçilemeyen birçok esere ev sahipliği yapıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde İstanbul’daki tarihi eser ve kalıntılar yağmalanıp Avrupa’ya kaçırılsa da başarılı arkeologların üstün çabaları sayesinde pek çok eser kurtarılarak müzede sergilenerek günümüze kadar ulaşmayı başarmış durumda. Biz de köklü bir geçmişe ışık tutmak ve bu muhteşem keşif alanının kapılarını aralamak için İstanbul Arkeoloji Müzesi eserlerinin en popüler olanlarını sizin için bir araya getirdik. 

Sayda Lahitleri ve İskender Lahdi

Osman Hamdi Bey tarafından 1887 yılında ortaya çıkarılan Sayda Lahitleri, Sayda’daki kral mezarlarına ait lahitler olarak sergileniyor. Toplam 22 lahit çıkarılmasına rağmen bunlardan 7 tanesi bulunduğu nekropolde bırakılıp kalanlar ise büyük bir titizlikle İstanbul’a getiriliyor. Bu lahitlerden en önemlisi ise değerini ifade etmeye rakamların yetmeyeceği İskender Lahdi. İskender Lahdi’nin dışında; Ağlayan Kadınlar, Tabnit, Satrap ve Likya Lahdi de İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde mutlaka görülmesi gereken eserler.

Arkeologlara göre müzenin en önemli eseri olan İskender Lahdi, aynı zamanda İstanbul’un simgelerinden biri olarak da kabul ediliyor. 

Kadeş Barış Antlaşması Tableti

Kadeş Savaşı sonrasında Mısır Firavunu II. Ramses ve Hitit Kralı III. Hattuşili arasında imzalanan Kadeş Barış Antlaşması, bulunmuş en eski antlaşma özelliğini taşıyor. Bu antlaşmanın gümüş levhalara kazanmış asıl metinleri kayıp olsa da Mısır’da tapınakların duvarlarına kazınmış Boğazköy kazılarında ortaya çıkan bir nüshası ise İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde ziyaretçilerini bekliyor. Mutlaka gidip görün deriz!

İlk aşk şiiri tableti

İstanbul Arkeoloji Müzesi geziniz sırasında karşınıza çıkacak en ilginç eserlerden biri de dünyada bulunan ilk aşk şiiri tableti! İstanbul Arkeoloji Müzeleri Eski Şark Eserleri Müzesi’nde Çivi Yazılı Belgeler arşivinde bulunan tablet, 1889 yılında Irak’taki antik Sümer kenti Nippur’da bulunmuş. 

1951 yılında İstanbul’a gelen tabletin Türkçe çevirisi Muazzez İlmiye Çığ tarafından yapılıyor. Dünyanın en eski aşk şiirinden birkaç naif mısrayı sizinle de paylaşalım: 

Güvey, canımın içi,

Gönül açar güzelliğin, bal gibi tatlı,

Aslan, canımın içi,

Hoştur güzelliğin, bal gibi tatlı.

Sidemara Lahdi

Sidemara Lahdi.
Sidemara Lahdi’nin bir bölümü.

Roma döneminde, 3.yy’da yapılan Sidemara Lahti, 3 metre yüksekliği ve 32 ton ağırlığıyla dünyanın en büyük lahdi olma özelliğini taşıyor. Konya’nın eski adı Sidemara olan Ambar Köyü’ndeki kazılardan çıkarılan Sidemara Lahdi, Osman Hamdi Bey tarafından 1909 yılında İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne getiriliyor. 

Kapağı ve dört yanındaki çok çeşitli kabartma heykellerle büyüleyici bir görünüme sahip olan lahit, gerçek bir sanat harikası. 

Hammurabi Kanunları Tableti

Tarihin en eski ve en iyi korunmuş yazılı yasalarından biri olan Hammurabi Kanunları, M.Ö.1760 yılı civarında Mezopotamya’daki Babil ülkesinde ortaya çıkıyor. Babil Kralı Hammurabi’nin saltanatının ikinci yılında konulan yasaların yazılı olduğu tabletin Nippur’da keşfedilen bir kısmını İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde görebilirsiniz!

Babil Kapısı

İstanbul Arkeoloji Müzesi ziyaretinizde sizi büyüleyecek olan eserlerden biri de Babil Kapısı! Diğer adıyla İştar Kapısı olarak da bilinen eser, zamanında Babil kentinin surlarına yapılmış devasa boyutlu bir kapı. M.Ö. 575 yılında Babil’in iç ve dış surlarını birleştiren ve surların kapısı olan yapı, Babil Kralı II. Nebukadnezar tarafından Tanrıça İştar adına yaptırılıyor. 

Boyunun 12 metreden biraz daha yüksek olduğu tahmin edilen ve üzerinde kabartma ejderha, boğa figürlerinin yer aldığı görkemli Babil Kapısı mozaiklerinin bir kısmı İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Alman arkeologlar tarafından 1900 yılında çıkarılan çinilerin büyük bir kısmı ise Berlin’deki Pergamon Müzesi’nde!


İstanbul Arkeoloji Müzesi nerede?

İstanbul Arkeoloji Müzesi, İstanbul’un Fatih ilçesinde yer alıyor. Gülhane Parkı girişinden Topkapı Sarayı’na doğru uzanan Osman Hamdi Bey yokuşundan geçerek müzeye ulaşabilirsiniz. 

İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne ulaşım nasıl?

İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne nasıl gidilir?
İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne vapurla giden kadın.

Oldukça merkezi bir noktada yer alan İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne gitmek için Avrupa Yakası’ndaysanız Bağcılar-Kabataş Tramvay Hattı’nı kullanabilirsiniz. Anadolu Yakası’ndan gelecekseniz de Üsküdar ya da Kadıköy vapur iskelesinden Eminönü veya Kabataş vapur iskelesine ulaşıp aynı tramvay hattına geçiş yapabilirsiniz. Özel araç ile ulaşmak için de Eminönü’nde tarafındaki otoparklara aracınızı bırakıp müzeye yürümenizi tavsiye ederiz. 


İstanbul Arkeoloji Müzesi giriş ücreti ne kadar?

İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin giriş ücretleri yıldan yıla farklılık gösteriyor. 2022 yılı itibarıyla ise 75 Türk lirası. Müze Kart’ınız varsa bu kartla da İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne girebilirsiniz. Ayrıca İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne ücretsiz olarak girebilenler şöyle:

  • 18 yaş altı ve 65 yaş üzeri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları
  • 0-12 yaş arası yabancı uyruklular
  • Er, erbaş, şehit yakını ve gaziler
  • Rehberler 
  • Basın kimlik kartına sahip olanlar
  • Engelli bireyler ve refakatçileri

İstanbul Arkeoloji Müzesi ziyaret saatleri

İstanbul Arkeoloji Müzesi haftanın her günü, 9:00 ve 20:00 saatleri arasında ziyarete açık!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir